Ana fikir : Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Devletinin mirasçısı olarak onun tüm borçlarını ödedi. Türkiye Cumhuriyeti Osmanlının sadece borcunun varisi olarak düşünmek eksik olur. Ekonomik olarak bakıldığında Kerkük petrollerinin de, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyetine, kalan miras olduğu görülür. Kerkük petrollerinin Türkiye Cumhuriyetine Osmanlı'dan kalan ekonomik miras olduğunu yukarıdaki husus dışında kuvvetlendiren delilleri de aşağıda arz ediyoruz.
1- Osmanlı Devleti Mondros Antlaşması ile 1. Dünya harbini bitiriyor. Fakat İngilizler Milletlerarası Hukuku çiğneyerek antlaşmadan sonra Musul ve Kerkük'e giriyorlar.
2- Yani Kerkük Misak-ı Milli sınırları (harp bittiğinde Osmanlı hakimiyetindeki arazi) içinde olmasına rağmen Lozan da Türkiye Cumhuriyetine verilmeyen tek yer. Çünki petrol var.
3- ABD'NİN LOZAN KONFERANSI ESNASINDA MUSUL BÖLGESİNDE AMERİKAN ŞİRKETLERİNE İMTİYAZ VERİLMESİ KONUSUNDA TÜRKİYE NEZDİNDE GİRİŞİMDE BULUNMASI.
4- Bölgedeki petrolü üretmek için 14 Mart 1925 yılında "Irak Hükümeti" ile antlaşma imza eden petrol şirketinin adı."Turkısh Petrolium Company." Yani "Türk Petrol Şirketi." Antlaşma örneği (Ek 1)
5- 5 Haziran 1926 yılında Türkiye-Irak ve İngiltere arasında yapılan antlaşmanın 14 ncü maddesine göre "bölgeden çıkarılacak petrolden 25 yıl süre ile Türkiye'ye % 10 verilmesi." karara bağlanıyor. (Ek 2)
6- Bugün bölgede 115 milyar varil ispatlanmış petrol rezervi olduğu biliniyor. 40 USD / varil hesabı ile 4600 milyar USD lik bir değer. ( "Natıonal Geografıc" Haziran 2004 , 131 ncı sayfa ) (Ek 3)
7- 1920 ler de Türkiye'nin Kerkük teki haklarını almaması için çıkarılan isyanlar, Araplara verilen paralar ve Arnold Wilson gibi İngiliz yetkililerin muhalefetine rağmen cetvelle çizilen sınırlarla kurulan suni devletler ve bunun paralelindeki uygulamaların yarattığı bugün ki terör ve kaos.
8- 1900 lü yılların başında yapılan nufus sayımında Kerkük nufusunun % 90 nının Türk olması.( Bu sayının bugün ki sayımlardan farkı sadece erkeklerin sayılmış olması . )
9- Ayrıca Türkiye Cumhuriyetine karşı, zayıf devrinde, 1920'li yıllarda yapılan tüm haksız davranışlar rahatlıkla arşivlerden çıkarılabilir.
SONUÇ : KERKÜK, OSMANLI DEVLETİNİN MİRASÇISI OLARAK BORÇLARINI ÖDEYEN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE KALAN ALACAK MİRASIDIR. YUKARIDA Kİ HUSUSLAR İNCELENDİĞİNDE GÖRÜLÜR Kİ BU HAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN EN ZAYIF ZAMANINDA BİLE KABUL EDİLMİŞTİR. Güçlü Türkiye Cumhuriyeti bugün bu haklarını takip etme imkanına sahiptir, Kamu maliyesinde ki zafiyet dışında Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir problemi yoktur. Evvelce de belirttiğimiz gibi en zayıf zamanında bile Osmanlı'nın tüm borçlarını ödeyen ülkemiz bugün ki gücü ile bu sorunu çözebilecek imkana da sahiptir. Seksen sene önce çeşitli manevralarla büyük petrol gücü suni, zayıf devletlere verilerek bugün ki terörün tohumları atılmış idi. Bugün aynı imkanlar bazı aşiretlere, tarihte hiçbir zaman devlet tecrübesi olmayan gruplara verilmeye çalışılıyor.
BU GÜCÜN KONTROLÜ Kİ HUKUKEN, TARTIŞMASIZ HAKKI OLAN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİBİ, MÜLKİYETİNDE Kİ İSTANBUL VE ÇANAKKALE BOĞAZLARINI DÜNYA TİCARETİNE AÇIK TUTAN, DİN VE DEVLET İŞLERİNİ BİRBİRİNDEN AYIRAN, İNSAN HAKLARINA, HUKUKA, MİLLETLERARASI ANTLAŞMALARA SAYGILI BİR ÜLKEYE VERİLMESİ HALİNDE BURADAN PETROLÜN EMİN VE DEVAMLI AKIŞI TEMİN EDİLMİŞ VE DÜNYA DA GELİŞEN TERÖRÜN KARŞITI BİR ÜLKENİN DE GÜÇ KAZANMASI SAĞLANMIŞ OLUR.
Böyle bir konu gündeme getirilmeyebilirdi fakat dünyada taşlar yerinden oynadı yeni düzen kurulması çabasına girildi. Bu durumda Türkiye'nin talep hakkı da doğmuş oldu. Orta Doğuda olacak yeni yapılanmanın adil ve kalıcı olabilmesi için Türkiye'ye elinden haksız olarak alınan haklarının verilmesi ve kısa vadeli suni uygulamalara gidilmemesi gerekmektedir.
Yukarıda ki hususlar ışığında TÜRKİYE CUMHURİYETİNE OSMANLIDAN KALAN VE İSTENDİĞİNDE BÜTÜN DETAYLARINI BİR BİR VEREBİLECEĞİMİZ KOMPLOLAR İLE GASP EDİLEN HAKLARININ HİÇ DEĞİLSE EKONOMİK-PARASAL KISMININ OSMANLI BORÇLARINI ÖDEYEN MİRASÇININ HAKKI OLARAK DA DÜŞÜNÜLEREK TÜRKİYE'YE MUTLAKA VERİLMESİ İÇİN TÜM TÜRK İLGİLİLER VE DÜNYA POLİTİKASINDA ETKİLİ OLAN BÜTÜN DEVLETLERCE GEREKENİN YAPILMASINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ YETKİLİLERİNDEN DE BU HUSUSUN DİKKATLE TAKİP EDİLİP NETİCELENDİRİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ.
Saygılarımızla,
Sivil Toplum Örgütleri
Diriliş Gurubu Adına
Ferhat SELAMOĞLU
Türkiye Hizmet Vakfı
Not:
Şu da bir gerçek, suni yaratılan Irak'ın ilk kralı I nci Faysal'ın yeni Türkiye Cumhuriyetini , Osmanlı'nın mirasçısı olarak görüp , Musul Kerkük teki hakim unsur olan Türk asıllılar konusunu çözmek için Cafer - el Askari ve Nuri Said ile başlayan çalışmaları (asimilasyon , katliam , sürgün) daha sonra da devam etmiş fakat Talafar , Musul , Erbil , Kerkük , Diala hattında Türkmen çoğunluğunu azaltılamamıştır. Uzun yıllar devlet terörü ile sağlanmaya çalışılan ulusal kimlikte sağlanamamıştır. Ayrıca aşiretlerce yakılıp yok edildiği sanılan nüfus ve tapu kayıtlarının orjinallerinin Osmanlı arşivlerimizde sapasağlam durmakta olduğunun bilinmesinde de fayda var.
Ek:
1 - " Turkish Petrolium Company" ile Irak Hükümeti arasındaki antlaşma.
2- 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye, İngiltere ve Irak Hükümetleri Beyninde Ankara'da Münakit Hudud ve Münasebatı Hasenei Hemcivari Muahedenamesi"'nin 14üncü maddesi.
3- "National Geografic" Haziran 2004 sayısının 131 nci sayfası; ispatlanmış petrol rezervleri ırak : 115 milyar varil
4 - Sivil Toplum Örgütleri Diriliş Grubu Listesi ( Alfabetik )